“sokaklardaki her şey gövdelerden ve gürültülü bir karmaşadan oluşur, isteseniz de istemeseniz de o ortama girerken katı bir davranış protokolü içine girmek zorunda kalırsınız. kalabalıkta yürümek demek hiçbir zaman başkalarından daha hızlı gidememek, yanınızdakilerden geriye düşememek insan trafiği akışını aksatacak bir şey yapamamak demektir. bu oyunu kurallara göre oynarsanız insanlar farkınıza varmazlar. sokakta yürürken new yorkluların gözünde belirli bir pırıltı vardır. bu, başkalarına kayıtsız kalmanın doğal, belki de zorunlu biçimidir. örneğin görünüşünüz hiç önemli değildir. çarpıcı giysiler, tuhaf saç modelleri, üzerinde yakası açılmadık sloganlar yazan yazılı tişörtler - kimse aldırmaz bunlara. oysa, giysileriniz içindeki davranış biçiminiz çok önemlidir. ne tür olursa olsun aykırı hareketler birer tehdit birer tehlike gibi görünür. kendi kendinize konuşmak, vücudunuzu kaşımak, birinin gözünün içine bakmak: bur tür aykırılıklar, çevrenizdekilerin karşıt, hatta kimi zaman şiddet tepkisine yol açar. sendelemeyeceksin, düşüp bayılmayacaksın, duvarlara tutunamayacaksın, şarkı söylemeyeceksin; çünkü kendiliğinden ya da farkında olmaksızın yapılan her hareket ters bakışlara, sert sözlere, kimi zaman dirseklenmeye ve tekmelenmeye neden olabilir.” ( ay sarayı sf.62 – paul auster)
Avcılar Demirdöküm Servisi
aynı cadde üzerinde, ağır aksak ritmle aheste aheste yürüyenler ve yangından mal kaçırır gibi koşturanları barındırın, üstelik umarsızca birbirine çarpıp geçmekten rahatsız olmayan; kelinden, ibnesine, tikisinden, şeriatçısına gelene geçene laf atan, sultanhamam koşuşturmacasının ortasından kaşınmayı ihmal etmeyenlerin, sara nöbeti numarasıyla ötede beride bayılanların, 7tepe üstüne kurulmuş şehri istanbulu. her sokağa ayak bastığımızda, çıktığımıza pişman eden rezilliklerin, meğer seni diğerlerinden farklı kılan, her köşesinde her kıvrımında insana ve toplumuna ait nefesler taşıyan, bu şehri bizim yapanlarınmış meğerse. anlayamamışım paul auster dan new york u öğrenene kadar. onun kaçmak için central park ı diyenlere de aldanmadım korkma. bize her otaban kenarı park, bahçe, piknik nasıl olsa..
 
0 yorum:
Yorum Gönder