hayır arkadaşlar. dün akşam tam olarak ortaya çıktı ki, bu dizide ömür arpacı'nın canlandırdığı karadenizli karakter, avrupa yakası'ndaki dursun'un bir benzeri, aynen canlandırdığı bir başka karadenizli karakter değil, dursun'un ta kendisidir. nişantaşı'ndaki sütçüoğlu muhallebicisinden ayrılıp, cihangir'deki mobilyacıda çalışmaya başlayan dursun'dan başkası değildir o. kendisinin gerçek ismini henüz hiç duymadık. dün akşamki bölümde de hasibe eren'in canlandırdığı gülistan karakteri ile karşılaştığında "sizinle daha önce karşulaştuk mu, nişantaşu'nda akrabanız var midur" diye avrupa yakası'ndaki makbule'yi refere etmiştir. gülse birsel'in canlandırdığı deniz karakteri ile ise henüz hiç karşılaşmamıştır. görün bakın karşılaştığında "uyy aslu senun ne işun var haburaya" falan diyecektir.
halkı, inananları kin ve nefrete sürükleyen twitter hesabıdır. bir kişinin dahi dava açıyor olması ve bunu -şu an için- 400+ insanın retweet ediyor olması bu hesabın kin ve düşmanlık aşıladığının göstergesidir.
hiç kimse, milyarlarca insanın inandığı ve yaşamlarını bu inanç üzerine şekillendirdiği bir değere yani yaratıcıya bu şekilde yaklaşma küçümseme ve yok sayma davranışlarını sergileyemez. bu hesap inanmayan veyahut diğer insanlar kadar saygı duymayan kişiler tarafınca 'eğlenceli' veya 'komik' bulunabilir ama karşı tarafta da bunu son derece saldırgan bulan büyük bir kitle ve hatta bundan olumsuz yönde etkilenebilecek yönlendirilmeye açık çocuklar vardır.
insanların inançlarına saygı duyduğumuz, olumsuz ve bölücü görüşleri 'düşünce özgürlüğünden' saymadığımız bir düzende eminim ki twitter eskisinden daha 'eğlenceli' olacaktır.
kişisel olarak bu açılan davanın bir sonuç vereceğini düşünmüyorum. isteğim de bu kişinin cezalandırılması yönünde değildir ancak insanların inançlarını bu şekilde eğlence malzemesi yapmak kimsenin hakkı dahilinde değildir.
şu günlerde iyice saçmalayan türkiye cumhuriyeti'nin hali hazırda başbakanı. şimdi arkadaş şu son elim olaydan sonra artık ciddi anlamda ne diyeceğini şaşırmış olmalı ki kime nasıl çamur atacağını şaşırmış durumda. saldırının ertesi günü herkes ---özellikle sınırdaki kulede nöbet bekleyen mehmetçik--- kendisinden en azından bu seferlik daha sert, gerçekçi ve otoriter bir açıklama bekliyordu tıpkı tüm türkiye gibi...ama olmadı kendisi çıkıp yine muhalefete yüklendi 'bize çözüm önerisiyle gelmiyorlar ki biz ne yapalım' gibisinden bir şeyler ifade etti ve işi dolaylı yoldan olsa da ergenekon'a bağladı. hatta internet andıcı falan diye araya da kişisel davalarını serpiştirmeyi unutmadı. oysa ki ekran başında bir umutla onu izleyenler daha kararlı bir açıklama daha kesin ifadeler bekliyordu ama o yine bunu yapamadı. önündeki kağıttan yine vatan millet sağolsunlarla dolu cümleleri tekrarladı ve hiç soru bile almadan konuşmasını bitirdi.
şimdi bugün kendisi yine bdp'yi suçlu buluyor. diyor ki recep tayyip erdoğan; bdp suçun ve suçlunun adını koyamıyor. ya arkadaş adamlar zaten inkar etmiyor ki terör örgütüne sempati beslediklerini ve desteklediklerini. yine keza kendi partisinden milletvekili olan bekir bozdağ açıklamasında diyor ki; terör hükümete mal edilemez. bu terör 30 senedir var hiçbir hükümete sorumluluk yüklenemez. şimdi kendi kabinesindeki milletvekili bunu söylüyorsa bunu zaten baştan kabul etmiş demektir recep tayyip erdoğan. peki terörden kim sorumlu? hükümet değil anladık. muhalefet değil. meclis değil. kim peki sokakta başıboş gezen hayvanlar mı sorumlu bu ülkenin en büyük en önemli sorunundan?
recep tayyip erdoğan yine diyor ki; terörü bitirmek imkansız. ancak azaltılabilir. böyle bir düşünceyle terörle mücadele edilirse tabi ki terör neden bitsin? şahsen ben terörist olsam karşımda böyle bir düşünceyle benimle mücadele eden olsa ben yıpranmak yerine aksine daha moral bulurum daha da güçlenirim.
peki diyorlar ki devlet 30 senede bitiremedi bu terörü recep tayyip erdoğan nasıl bitirsin? arkadaşım 30 senenin 1/3 yani daha da açık olarak son 10 senesinde aktif olarak hükümette olan sensin. keza son 10 senede terörün ne kadar tırmandığını kimse inkar edemez. peki ya kürt açılımı? açıkçası kürt açılımı deyince benim aklıma sadece sarı
velhasıl recep tayyip erdoğan'ın değil 24 şehit 104-204-304 şehit bile olsa söyleyeceği şey şu; 'soğukkanlı olmamız gerekiyor' cümlesinden ibarettir. ha ben isterdim ki o gün çıksın desin ki 'şu an silah altında olan tüm askerlere sesleniyorum, yanınızdayız sizinleyiz. dualarımız sizinle siz varsanız biz varız' diyebilseydi emin olun ki o askerlerin psikolojisi bile değişir moral olarak az da olsa iyi bi konuma gelirdi. ama yine olmadı yapamadı söyleyemedi. dolayısıyla artık terör hakkında ne söylerse söylesin bende ki anlamı tamamen düzmecedir. gerisi boş!
0 yorum:
Yorum Gönder