şimdi bunun gibi çok fazla kanaldan çok fazla şey anlatan bir dizide "goof" aramamak gerek. sonuçta bir dizi bu, adamlar hafta 90 dakika yetiştiriyorlar ama mekan seçimleri bu kadar başarılı bir yapımda müsteşarın odası beni çok rahatsız etti be. bir ihaleden 400.000 sakal alan, zibil gibi koruması olan bir müsteşarın odası ve odanın tefrişatı neydi öyle ya, alçıpanla bölünmüş bağlı oda vardı lan. samsun belediyesi ve il özel idaresinin türk bürokrasisine "armağanı" samsun'dakinin minyatürü beyaz plastik kaide üzerinde bir atatürk heykelciği vardır. bu heykelcik daha evvel dizideki başka bir makam odasındaydı* ekip alıp onu müsteşarın odaya koymuş o kadar özensiz yani. kusura bakmayın bana battı. dediğim gibi mekan konusunda çok başarılıydınız.
tamircinin bilir kişi olması da tuhaf geldi, benim bildiğim kadarıyla öyle bir vakanın bilirkişisi bir makine mühendisi olur. son gıcıklığımı da yapayım, öldürülen bürokratın makam arabasının hatchback olması da göze battı ama arabanın harcanmış olduğunu görünce "heaaa" dedim. neyse işte bunlar gözüme battı.
gelelim güzel bölüme,
esasında arif'in kestiği hırsız görünümlü tetikçiden sonraki olayla bağlantılı ölümlerin sorumlularından birisi de savcı esra, behzat arif'in evine girmek istediğinde efendi gibi verseydi arama iznini bunların hiç biri olmayacaktı. behzat bu durumun üzerine gitmiyor, kötü mü bu değil, gerçek olan da bu. house - cuddy diyoruz ya benzer olay onların başına gelseydi house cuddy'nin tarakasını sikerdi, ama işte hayat onların gösterdiği kadar kasılan bir zemin değil. yaşıyorsun, gidiyorsun, behzat ç. de dedi bugün gedik kardeşlerin mezarlarının başında yanlışı çıkartıp yerine ne koyacağımızı bilemiyoruz.
behzat ç.'nin daha önceki bölümlerde de müşahede edilen bir tavrı var, hiyerarşik olarak altında olduğu adamlar* kendisine ters yaptığında işi fazla büyütmüyor, azarı yerken kedi gibi de olmuyor ama kendine özgü* omuzları kaldırıp kafayı geri çeken gözleri kısan bir duruşla azarını dinliyor. bu bölümde bunlardan çok yedi, müsteşar ibnesine bile ses çıkaramadı. ama mesela ercü'ye zıplayabiliyor yekden. yediği azarlara tepkisiz kalması yadırganmış, burada şu var, bazı arkadaşların yorumladığı gibi behzat ç. her zaman haklı, hatasız ve kendine çok güvenen bir adam değil. çok normal bir adam,. mesela av mevsimdeki avcı ferman (şener şen) behzat gibi değil. çok daha ölçülü, fevrilikten uzak birisi ve ferman için idris'in (cem yılmaz) "ferman abi her zaman haklıdır, çok sinir bozucu bir şeydir ama her zaman haklıdır" gibi bir lafı var. işte behzat bu değil, yani yanlış yapmaz, her daim haklı ve özgüveni yeterli bir adam değil. karakterinde çok güçlü ve olumlu unsurlar var ama bu saydıklarım böyle. o yüzden behzat amirim o fırçayı yemez diye bir şey yok, yer bal gibi. ha sonra ayarını verebilir ama önce kendinden emin olması gerekiyor.
güzel bölüm oldu, işin polisiye bölümü daha karmaşık ve ön plandaydı ben ana karakterlerin hayatlarının deşildiği bölümleri daha çok sevsem de bu da olmalı elbette.
sahne sahne aklımda kalanlar da var;
- cevo'nun "polis misin" sorusunda "n'apalım ekmek parası" demesi hoşuma gitti.
- pavyonda konslara bakarken sevdiği kadını düşünen bir adam var, orada kopuyorsun sen. dediğim gibi hayat boyle.
- ankara (taşra) - istanbul mukayesesi ve yönetmenin sorgu sahnesi mükemmeldi.
- bankaların az parası olanlardan çaldığı hesap işletim ücretine bile sövdüler dizide daha ne olsun.
- por una cabeza eşliğinde tango yapılan bir resepsiyon sahnesinden pavyon sahnesine geçebilen bir dizi bu, o yüzden hastasıyız.
- behzat ç.'nin ercü denen yavşağa yolladığı şişeyle zıplaması güzeldi. silahına davranmıyor adam, elemanın yolladığı şişeyi kırıp dalıyor. bir de bu ercü lalesi zırt pırt "bana yanlış yapman sorun değil beni yanlış anlaman sorun" mealinde bir laf edip duruyor. behzat ç. ile olan ilişkilerinde de behzat kendisine "yanlışın" kralını yapıyor ama kendisini de çok iyi anlamış durumda.
- "biz kimsiniz" lafını çok ayar olduğumda ben de kullanırım, paylaşmadan edemedim.
bir daha izleyip çok daha fazla güzellik çıkarılabilir. izleyebilirsem editlerim sevgili sözlük.
neyse işte her zamanki gibi ccc behzat ç. ccc
0 yorum:
Yorum Gönder