------
gönül: kadınlar böyledir işte değer bilmez... behzat... ama ben bilirim...
egemen güçler, müşteşar, eşi, amirleri ve burjuva ercüment, ayarın kralını geçtiler. behzat, sistemin kalın ve kanlı duvarlarına tosladı. orada da kaldı.
muhtemelen emniyet genel müdürü olan o uzun boylu beyfendinin de söylediği gibi, behzat, "kocasını kesen kadınları tutuklamalıydı". müsteşarın ofisine gitmek, hakkında soruşturma başlatmak komiserin haddine miydi?
hukuk devletinde haddinedir. ama hukuğun guguk olduğu ülkelerde, behzat gibilere, jonny'lere, mugambo'lara, tadashi'lere, vs. haddi öğretilir.
ankara levhasındaki iki kurşunun anlamı ne?
behzat ve harun?
göreceğiz...
kurbanlar kastediliyorsa iki kurşun daha eksikti...
bu arada, yüzüne gazık gaktığı evde ercü'nün cebi çaldı. telefon kayıtlarından tam olarak çıkmasa bile, ercü'nün cinayet saatinde orada olduğu belirlenebilirdi. ikincisi, ercü, neden üzerine kayıtlı desert eagle ile ateş ettikten sonra kovanları almadı yerden?
ufak bir not: ercü'nün kazık ile öldürdüğü kadının cesedi çok özensizdi. o kafa var ya, darmadağın olur. özensiz çalışmışlar.
"la bu dizinin çok reklam almamasının, birgün, aydınlık, ulusal kanal, evrensel vb'nin reklam alamamasıyla ilişkisi olabilir mi la?" diye düşündürten dizi.
"peki geceliği $15k'lık odada kalan adam o telefonu mu kullanır?" da dedirttikten sonra tanıdığım 2 zenginin ucuz telefonlar kullandığının aklıma gelmesiyle "olabilir" dedirten dizi.
eda'nın ercü'nün kimlerle telefonlaştığını anlamak için telefonuna bakması saçma olmuş, o öyle araştırılmaz, tib'e tel edersin döküm gelir. ama tib f'cilerin kontrolü altında tabii, o external hard disk'i çözen adam gibi kankalar bulmak zordur orda. ulan bu detayı da düşündülerse ben helal olsun demiyim de ne diyim dedirten dizi.
o 2 kere altı çizilen "harici" disk muhabbetinin olayını anlamadığım dizi.
mezarlıktaki sahnede, hiçbir ekşi sözlük yazarının behlül ç. bakınızı vermeye içinin elvermediği dizi.
suspense'in kralını vermiş olan dizi. hadi bu bölümü seyreden sıkıysa seyretmesin 15. bölümü..
şimdi artislik yapıyorum gibi algılanmasın ama yaklaşık 2 hafta önce yazdığım iyi niyetli bir eleştiri mahiyetindeki entrymin * bu hafta izlediğimiz 14. bölüm ile oldukça dikkate alındığını gördüğüm dizi. bu hafta cinayetler, kirli ilişkiler olması gerektiği gibi daha çok ön plana çıkmıştır. 2-3 bölümdür karakterlerde polisiyeyi arka plana atan yersiz bir ön plana çıkma olayı vardı. özellikle harun'u daha önceden de bahsettiğim gibi stand up yapar gibi fazlaca ön plana atıyorlardı. bu hafta herkes güzel bir törpülenip tekrar eskisi gibi olaylar boka sardırılmış, pis işler ekibimizi zor durumda bırakmıştır. gerçek bir polisiye havasında geçmiştir bu hafta. nejat işler 2 bölüm oynayacak denildi ama sanırım gelecek bölüm olmasa bile bir sonraki bölümlerde mutlaka tekrar karşımıza çıkacaktır. zaten bu denli zeki ve taşşaklı bir karakteri oldu bittiye getirip enselemek de pek inandırıcı olmazdı. olayların sürükleyiciliği açısından iyi olmuş son sahne. sonuç olarak karakterlerimiz yine ön plana çıksın, harun ayılıklar felan yapsın ama dizideki asıl meseleleri gölgelemesin bunlar. bu haftaki bölüm emsal olarak gösterilebilir bu duruma. şu ana kadar yayınlanan bölümler arasında bir kare as yapmam gerekirse; 04-08-10-14. (1. bölümün yeri apayrıdır, unutmamak lazım)
ben ilkokuldaydim trt'li yillar falan gunlerden pazar, sicak su gunu malum bir banyodan sonra televizyonda basrollerinde sehir tiyatrolarinda oyuncu olan erdal isimli bir tiyatrocunun oynadigi bizimkiler dizisi pazar gunu klasigi olarak seyredilir ve yatilir. simdilerde buyuduk, is bulduk, ustune evlendik yine basrollerinde bir devlet tiyatrolari sanatcisi olan ve yine adi erdal olan tiyatro sanatcisnin canlandirmasiyla beyaz camdan pazar gunu klasigi olarak evlerimize konuk olan dizi.
ercüment karakteri, var olduğu 2 bölümdür diziye yeni bir soluk getirmiş oldu. geçenki bölüm daha pasifti ama bu seferkinde epey karıştırdı ortalığı. pavyona girip behzatın masasındaki kadına içki göndermesi sahiden sinir bozucuydu. o an o sahneye dalıp kafa göz yarmayı ben de çok istedim. sanırım sadece 2 bölümlük bir karakterdi ama yol açtığı karmaşaların uzantısı ilerleyen bölümlere etki edecektir.
behzat amirin çektiği sıkıntıyı aynen bize hissettiremişlerdir bugün. valla be, amma üstüne gittiler.
ya o değil de var ya erdal beşikçioğlu'nu sokakta görürsem hemen sarılıp koca bir "sağooooolllll" diyeceğim, yapacağım bunu.
bir de hani bu nejat iki bölümlüktü, ucunu açık bıraktılar...
ha bir de nejattan süper red kit olurmuş vre. keşke...
kaldırılma ihtimalinin olmadığı her yönüyle kült dizidir. çünkü en çok film sektörü çalışanları tarafından hayranlıkla izleniyor. yapımcılar, senaristler, oyuncular, yönetmenler, ışıkçılar... sağlam hatta fanatik bir izleyici kitlesi var. hayranlıkla bahsediliyor, hayranlıkla izleniyor.
bu kadar başarılı bir diziyi kaldırırlarsa sektör harakiri yapmış olur.
bir ankaralı için kuğulu parkın göründüğü sahne çocukluğu oralarda geçen biri için son derece özeldir, sırf bunun için bile hiç sektirmeden izleyeceğim dizidir.
dizideki karakterler orjinal, hikayeleri doğaldır. ayrıca küfürlerde de çok bir abartı yoktur normal bir ankaralı gayette iki cümlede bi küfreder.
dizinin gerçeklilik olayına gelince, eğer gerçekten dizi yappımcıları ve senaristleri bunu en ön planda tutuyosa, son bölümdeki müsteşar ve ercüment karakterlerine hiç bir halt olmadan olaydan yırtmalılar bence, zira türkiye gerçeklerinde 14. bölümdeki emniyet genel müdürü kılıklı herifinde dediği gibi cinayet büro amirlikleri anca karısını doğrayan kocaları ya da kocasını doğrayan kadınları yakalar, yoksa abdi ipekçi'yi ,uğur mumcu'yu ahmet taner kışlalı'yı da behzat amirim çözecek değil ya??
0 yorum:
Yorum Gönder